TÜRK MÜZİĞİ SÖZLÜĞÜ

A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V Y Z

Abanık (=Abantı)

1. Bir akorun seslerinden birine veya birkaçına eklenen yabancı ses ya da sesler. Basamak da denir.
2. Melodi içinde yer alan bir notayı öne çıkartmak, ona can katmak amacıyla önceden komşu bir notayı bir çırpıda seslendirmek. Appogiature (it.).

Abdal

Çoğunlukla Orta ve Güney Anadolu'da yaşam süren, müzisyenlik, elekçilik, kalburculuk gibi işlerle uğraşan topluluğa verilen isim.

Abdal Davulcuları

Abdallar arasında davul-zurna çalan kesime verilen isim. Yalnızca davulcu denilmesine karşın, bu topluluğun icrâcılarının çaldıkları çalgılar, aslında davul ve zurna takımlarını kapsamaktadır. Bazen de bağlama, keman, darbuka, cümbüş icrâcılarına bu topluluk içinde rastlanmaktadır.

Abdal Düzeni

Bağlama ailesi bünyesindeki düzenlerden birinin, Abdal adı verilen çalgıcılar tarafından kullanılan biçimi. Alt tel (la), orta tel (la), üst tel (sol) seslerine akortlanır.

Âb-ı Kevser

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış makam. Yazılı kaynaklardan öğrendiğimiz bu makamın günümüze örneği ulaşmamıştır.

Aceleyle

Müziği aceleyle, çabuk ve hızlıca icrâ etmeyi öngören nüans terimi. Frettolosamente (it.).

Acem

1. Klâsik Türk müziğinde tiz sekizlideki (fa) sesi.
2. Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Acemaşîran sesi (fa) üzerine aktarılmış bir
Çargâh beşlisine dügâh (la) sesi üzerinde Bayâtî makamının temel dizisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi dügâh (la); güçlü sesleri nevâ (re) ve acem(fa)dir. Asma kararları acem (fa) ve segâh (koma bemolü almış si) sesleri ile nevâ (re) sesi üzerine aktarılmış Hicâz ve çargâh (do) sesi üzerine aktarılmış Nikriz çeşnileridir.

Acem Ağzı

İran'da yaşayan Türkler veya İran'dan Türkiye'ye gelmiş Türkmen ya da Azeri toplulukların geleneksel müzik icrâlarında kullandıkları üslûp.

Acemaşîrân

1. Klâsik Türk müziğinde orta sekizlideki (fa) sesi.
2. Klâsik Türk müziğinde kullanılan bir makam. Bazı teorisyenlere göre aktarılmış (şed) bir makam olarak tanımlanmıştır. Çargâh makamının temel dizisinin acemaşîrân sesine aktarılmasıyla meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi acemaşîrân (fa), güçlü sesleri acem (fa) ve çargâh (do)'tır. Asma kararları, neva (re) sesi ile çargâh (do) sesi üzerinde Çargâh ve dügâh (la) sesi üzerine aktarılmış Kürdî çeşnileridir.

Acem Aşîran Düzeni

Bağlama ailesi bünyesindeki düzen biçimlerinden biri. Alt tel (la), orta tel (re), üst tel (fa). Bu düzen biçimine Müstezat Düzeni de denir. Bkz. Müstezat Düzeni.

Acem Bâzîr-Keşîde

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Acem-Bûselik

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Acem makamı çeşidi. Acem makamına bir Bûselik beşlisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesi nevâ (re)'dır.

Acem-Irâk

Klâsik Türk müziğinde Acem makamının eski bir çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Acem-Kürdî

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Acem makamı çeşidi. Acem makamının temel dizisine bir
Kürdî dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesleri nevâ (re) ve çargâh (do)'tır. Asma kararları, kürdî (küçük mücenneb bemolü almış si) sesi ile nevâ (re) sesi üzerine aktarılmış Bûselik ve çargâh (do) sesi üzerinde (yerinde) Çârgâh çeşnileridir. Aynı zamanda Bayatî makamının asma kararlarını da taşımaktadır. Bkz. Bayâtî.

Acem-Tarab

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Acem makamı çeşidi. Acem makamının temel dizisine acemaşîrân sesi (fa) üzerine aktarılmış bir Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir.

Acem-Uşşak

Klâsik Türk müziğinde eski Acem makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Acem-Zemzeme

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Acem makamı çeşidi. Muallim İsmail Hakkı Bey tarafından Acemaşîrân makamının temel dizisine Sabâ dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir.

Acem-Zîr-Keşîde

Klâsik Türk müziğinde eski Acem makamı çeşidi. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Acıklı

Hüzün verici tarzda çalgı çalma ve şarkı, türkü okuma biçimi.

Açık tel (=telde)

Telli çalgılarda tellerin parmak basılmamış hali. Boş tel de denir.

Açış

Türk halk müziğinde bir türkü veya uzun havayı icrâ etmeye başlamadan önce bir çalgıyla yapılan serbest tartımlı çalgı partisi. Açışlar hangi çalgıyla yapılırsa yapılsın daima sesin icrâ edeceği eserin kimliği göz önünde bulundurulur. Yol gösterme veya Ayak verme (tutma) da denir.

Açkı

Bkz. Anahtar.

Ada Düdüğü

Bir dilli kaval çeşidi.

Adaş diziler

İsimleri aynı olup, karar perdeleri ve dolayısı ile dizileri farklı olan diziler. Do diyez majör ile do diyez minör gibi.

Adım

Küçük veya büyük ikili aralığı ile yapılan melodik giriş. Yanaşıklık da denir.

Afşar (=Avşar) Ağzı

Anadolu'nun daha çok orta kesimlerinde yaşayan Türkmen boylarından biri olan Avşarlar'ın seslendirdiği ezgilerde kullandıkları kendilerine özgü tavır. Bu terim daha çok Avşarlar'ın söyledikleri uzun hava tarzı ezgiler ile kahramanlık konulu türküler için kullanılır.

Afşar Beyleri

Teke Yöresi'nde yaygın bir uzun hava türü. Uzun havaya eşlik eden çalgılar melodik veya ritmik kalıpları "dem" olarak kullanırlar ki bu da Afşar Beyleri ve benzeri parçaların çok sesli bir icrâ ile seslendirilmesi sonucunu doğurur.

Afşar Düzeni

Batı Anadolu ve Teke Yöresi'nde kullanılan bir bağlama düzeni. Alt tel (la), orta tel (re), üst tel (sol) seslerine akortlanır.

Ağır

Klâsik Türk müziğinde usûllerin yavaş mertebeleri için kullanılan terim. Halk müziğinde de ezginin yavaş tempoda çalınacağını belirtir. Bu terim halk ezgilerinin ve bazı oyunların başına sıfat olarak da getirilip kullanılır ki, Ağır Bar, Ağır zeybek vd. bunlara verilecek örneklerden bazılarıdır.

Ağır Aksak

Bkz. Aksak.

Ağır Bar

Doğu Anadolu'da yaygın bir oyun türü olan Barların ezgileri arasında tempo olarak en yavaşı.

Ağırca

Müziğin geniş, rahat ve ağırca tempoda icrâsını öngören hız terimi. Andante (it.).

Ağırlama

Halay, Bar gibi halk oyunu türleri ile Alevi-Bektaşî semahlarının giriş kısmı ve bu kısmın dingin ezgisel karakterine verilen isim.

Ağırlaşarak

Müziğin temposunu gitgide ağırlaştırarak icrâ etmek. Andare (it.).

Ağır Semâî

Klâsik Türk müziğinde kullanılan din dışı biçim, form. Bu form çalgısal eserlerden çok sözlü eserlerde kullanılmıştır. Beste formunun (Bkz. Beste) Sengîn Semâî, Ağır Sengîn Semâî, Aksak Semâî ve Ağır Aksak Semâî usûllerinden biriyle ölçülmüş çeşididir. Klâsik fasıl düzeninde ikinci besteden sonra icrâ edilir.

Ağır Yallı

Kars ve çevresinde yaygın olan bir oyun ve bu oyuna eşlik eden ezginin tempo olarak yavaş hali için kullanılan terim.

Ağır Zeybek

Batı Anadolu zeybek türü oyun ve ezgilerinin tempo bakımından en ağır olanları için kullanılan terim.

Ağıt

Ölen ya da çeşitli sebeplerle buluduğu yerden ayrılan bir kişinin iyi ve üstün vasıflarını veya doğal bir felaket sonucunda yaşanan sosyal olayları anlatan halk şiiri ve müziği türü. Daha çok kadınlar tarafından serbest tartımlı ve acıklı ezgilerle söylenir. Kırık hava formu ile yapılan ağıtlar da vardır. Türkiye'nin hemen her yöresinde ağıtlara rastlanmaktadır.

Ağıtçı

Ağıt yakan veya söyleyen kadınlar için kullanılan terim. Anadolu'da hâlâ varlığını sürdüren ağıtçı kadınlar, çoğu kez ölen bir kişinin ardından para karşılığı ağıt yakmakta usta kişilerdir.

Ağıt havasında

Batı müziğinde müziği bir ağıtmış gibi hüzünlü bir havada icrâ etmeyi öngören terim. Lamento (it.).

Ağıt Yakma

Ağıt söyleme. Daha çok bilinen ağıt sözleri ve ezgi kalıplarını, ölen kişiler üzerine uyarlama anlamında kullanılmaktadır.

Ağız

Yörelere göre değişen söyleme biçimi, tarzı. Yerel ağızlar Türkiye'nin dört bir yanında farklı farklı ortaya çıkmaktadır. Ağızların çeşitli isimlerle anıldığı bilinmektedir. Afşar ağzı, Arguvan ağzı, Âşık ağzı, Kadın ağzı gibi çok sayıda çeşiti vardır.

Ağız Kopuzu

Çatal şeklindeki iki demirin arasına gerilmiş bir yayın, ağza alınıp rezonans yapması sağlanarak titreşimler çıkartılması ile çalınan çalgı. Bu çalgı İç Asya Türkleri arasında yaygın kullanım alanı bulmuştur.

Ağızlamak

Nefesli çalgılardan ses çıkarmak amacı ile dudakları çalgıya dayamak.

Ağızlık (= Ağızlak)

Üflemeli çalgıların ağıza dayanan kısmı. Çalgıyı çalan kişi dudakları ve dilinden de yardım alarak ağızlıktan üflemek sureti ile ses çıkartır.

Âhengî Aralık

Armonik aralık.

Âhengî Çevirme

Akor çevrimi.

Âheng-i Tarab

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. İbrahim Vefâ Efendi tarafından Sûznâk makamının temel dizisine, hüseynî aşîran (mi) sesi üzerine aktarılmış Uşşak dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Bu dizi Sûznâk-Aşîran adıyla da anılır. Karar sesi hüseynî aşîran (mi)'dır.

Âhenk

1. Uyum, harmoni.
2. Ezgi, melodi.
3. Müzikli eğlence.

Ahenk Kapağı

Çalgılarda sesin tınlamasını sağlayan temel parça. Piyanonun içinde tellere göğüs veren tahta levha. Yerine göre ahenk tahtası, göğüs, göğüs tahtası, titreşim tahtası, rezonans tahtası, ahenk kapağı da denilir.

Akberî

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Ak-Dügâh

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Akıcı

Bir dinleyicinin, müziği hiç zorlanmadan, ferahlıkla dinlemesini mümkün kılan özellik. Akıcı üslûp, akıcı karakter de denilir. Müzikte kendiliğinden akan, ilerleyen melodik, armonik çizgi.

Akışta (=Hakışta)

Doğu Anadolu'da kızlar ve erkekler arasında oynan bir oyun ve bu oyunun ezgisine verilen isim

Akolat (=Kaş)

İki ya da daha fazla sayıda dizeği birleştirerek partitür oluşturmak amacıyla kullanılan işaret. Piyano, org ve arp için notalar iki porteye yazılır. Sağ el üst, sol el alt portedeki notaları çalar. Bu iki parti birbirine dik bir çizgi ile bağlanır. Bu çizginin önüne bitişik kaş şeklinde konan işarete akolad denir.

Akor

Üç ya da daha fazla sesin aynı anda duyurulması.

Akort (=Uygu, Düzen)

Çalgıların tellerini belirli oranlara göre düzenlemek. Akort terimi düzen anlamında da kullanılmakladır. Bununla birlikte daha çok tellilerin düzenlenmesi manasını verirse de vurmalı çalgılardan davul, def, darbuka vs. derili çalgılar için de kullanılagelmiştir.

Aksak

Klâsik Türk müziğinde kullanılan 9 süreli küçük usûl. Sofyan usûlü ile Türk Aksağı usûlünün birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. "Ağır Aksak", "Yürük Aksak" ve "Orta Aksak" gibi mertebeleri vardır.

Aksak Usûl (=Aksak Ölçü)

İkişerli ve üçerli sürelerin birleşiminden oluşan asimetrik ölçüler. Klâsik Türk Müziği ve halk müziği repertuvarında yer alan eserlerin önemli bir kısmı bu usûllerle ölçülmektedir.

Aksak Semâî

1. Klâsik Türk müziğinde sözlü müzik kategorisine giren din dışı form. İsmini Aksak Semâî usûlüyle ölçülmüş olan Ağır Semâî formundan alır. Dolayısıyla Ağır Semâî formuyla aynı özellikleri taşır (Bkz. Ağır Semâî).
2. Klâsik Türk müziğinde kullanılan 10 süreli küçük usûl. İki adet Türk Aksağı usûlünün birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. "Curcuna" ve "Ağır Aksak Semâî" gibi mertebeleri vardır.

Aksak Semâî Evferi

Klâsik Türk müziğinde kullanılan 10 süreli küçük usûl. İki adet Türk Aksağı usûlünün birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir.

Aksan (=Vurgu)

Bir sesin, ya da akorun vurgulanması, üzerinde yoğun bir şekilde durulması.

Aksatım (=Senkoplama)

Ritmik harekette vurguların yerleşme düzeninde çeşitlilik yaratmak üzere, olağan vurgu düzeninin değiştirilmesi yöntemi.

Aktarım

Transposizyon. Bir müzik parçasının yazıldığı tondan başka bir tona aktarılması.

Aktarımcı çalgılar

Müzik icrâsı sırasında notada yazılı olandan farklı sesler verebilen tüm çalgılar. Başlıca aktarımcı çalgılar şunlardır: klarinet, trompet, korangle, v.b.

Akustik

Seslerin oluş ve yayılışına ilişkin verileri inceleyen ve öğreten çalışma alanı. Fizik biliminin alt dalıdır ki müziğin matematik ve fizik gibi bilimlerle olan ilişkisinde akustik bilimi en önde gelen dallardan birisidir.

Alaca (=Kromatik)

On iki perdeli bir ses dizgesinde yarım perdeleri sırasıyla çıkıcı ya da inici olarak duyurmak.

Alacasarlık (=Kromatizm)

Alaca (kromatik) bir diziyi bestede kullanmak.

Alaturka

Türk tarzı, üslubu. Son yüzyıl içinde Klâsik Türk Müziğini tanımlamak için kullanılan terim. Bu terim aynı zamanda belli bir kesim tarafından Türk tarzı yaşam biçimini ifade etmek amacıyla da kullanılmaktadır.

Alay

Bkz. Halay.

Alıcı Aletler

Ses alabilen cihazlar. Bunlar, fonograf, gramofon, teyp gibi sesleri önce kayıt, sonra da tekrar edebilen aletlerdir.

Alıştırma

Egzersiz, etüd. Bir çalgının tekniğine alışmak için sıkça tekrarlanması gereken, bir esere başlamadan önce üzerinden geçilmesi gereken kısa parçalar.

Altçeken

Altdominant, altçeken, dominant-altı. Majör ya da minör dizinin dördüncü derecesi ya da dördüncü derece üzerine kurulmuş akorun ismi.

Altçeken Durgusu

Alt dominant kadansı. Dördüncü derece alt dominant kadansı.

Alterasyon

1. Değişim, değiştirme, varyant, varyasyon.
2. Müzikte kullanılan değiştirici işaretlerin tümü.

Altılama

Birbirine eşit zaman değerinde olan yalnız 4 notalık bir zaman içerisinde icrâ edilen ve 6 notadan oluşan kümeciktir.

Altılı aralık

Aralarında altı derece bulunan iki nota arasındaki aralık. Altılı aralığı büyük ve küçük, "eksik" ve "artık" olabilir.

Altılı

Altı çalgı ya da ses için yazılmış müzik eseri ya da altı müzisyenden oluşan grup.

Altılıtüm

Altı sesten oluşan dizi ya da ses merdiveni.

Amatör

Müziğe karşı bariz zevk ilgisi bulunan hatta bu zevkini profesyonelleşmeden müzik icrâ ederek tatmin eden kişi. Türk müziği son yüzyılın piyasa ortamına kadar çoğu kez amatör müzisyenler sayesinde yaşamış, onlar sayesinde kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.

Amel

Türk müziğinde kullanılmış sözlü form. Günümüze örneği ulaşmamıştır. Bazı teorisyenler, bu formdaki eserlerin Farsça sözlerle bestelenmiş olduğunu belirtmektedir.

Amel-i Usûl

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış büyük usûl. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Amüzik

Müzik dışı. Müzikten hoşlanmayan kişilere ve müzik yeteneğinden yoksun kişilere verilen isim.

Ana Dizi

1. Klasik Türk müziğinde tüm dizilerin türediği var sayılan ses dizgesi.
2. Türk halk müziği uzmanlarının ortaya koyduğu sistemci okul teorilerinden biri. Buna göre halk ezgilerinde en sık rastlanan dizi, Hüseynî makamının bir türevi olan dizidir.

Anahtar (=Açkı)

Nota isimlerinin porte üzerindeki yükseklik derecelerinin tanınmasına yarayan işaret. Üç şekilde anahtar vardır Sol anahtarı, Fa anahtarı ve Do anahtarı.

Ana işaretler

Müzik yazısında kullanılan başlıca işaret grupları: Notalar, susmalar, anahtarlar, değiştirici işaretler v.b.

Ana Ölçü

İki ve üç süreli temel usûl veya ölçü birimleri. Ezgilerde kullanılan büyük ölçülerin oluşmasında bu iki temel birim kullanılmıştır. Bkz. Basit Usûl, Ana Usûl.

Ana Perde

Halk ezgilerinin icrâsında durak görevi üstlenmiş perdelere halk arasında verilen isim.

Anarmoni

Seslerin kulağa hoş gelmeyen bileşimi.

Anarmonik (=Sesdeş) nota

İsimleri ayrı, fakat ses yüksekliği bakımından birbirinin eşdeğeri olan notalar. Do diyez ile re bemol v.b.

Ana Usûl

Türk halk müziğinde kullanılan birbirinden farklı karakterdeki üç usûl yapısından biri. Ana usûller iki, üç ve dört süreli usûllerdir. Bkz. Ana Ölçü, Basit Usûl.

Anber-Efşân

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Şeyh Abdürrahim Künhî Dede tarafından Nihâvend makamının temel dizisine Sultânî Yegâh makamının temel dizisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici-çıkıcı bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi yegâh (re), güçlü sesleri neva (re), dügâh (la) ve rast (sol)'tır. Asma kararları, çargâh (do) sesi üzerine aktarılmış Bûselik, kürdî (küçük mücenneb bemolü almış si) sesi üzerine aktarılmış Çârgâh, dügâh (la) sesi üzerine aktarılmış Kürdî ve Hicâz, rast (sol) sesi üzerine aktarılmış Bûselik ve Nikrîz, acemaşîrân (fa) sesi üzerine aktarılmış Çargâh ve hüseynî aşîran (mi) sesi üzerine aktarılmış Kürdî çeşnileridir. Ayrıca seyrek de olsa nevâ (re) sesi üzerinde Hicâz ve çargâh (do) sesi üzerinde Nikrîz çeşnileri de asma karar olarak kullanılmıştır.

Anlatıcı

Müzikli sahne eserlerinde ya da tiyatroda konunun bazı önemli noktalarını, verilen mesajları, bazen de oyuncuların iç seslerini bir tiyatrocu gibi vurgulamalar yaparak okuyan/anlatan kişi.

Anlatım(lı)

Müzikle iletilen duygu ve düşüncelerin anlamlı şekilde dile getirilmesi; geniş bir yelpazesi olan ruhsal ifadelere verilen genel isim. Anlatımın başlıca öğeleri tempo, nüanslar ve aksanlardır.

Araban (=Arabân)

1. Klâsik Türk müziğinde kullanılan makam. Bazı teorisyenlere göre aktarılmış (şed) bir makam olarak tanımlanmıştır. Şedd-i Arabân makamının, yegâh sesi (re) yerine nevâ (re) sesi üzerinde karar veren çeşididir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi nevâ, güçlü sesi dügâh (re)'tır. Asma kararları, gerdâniye (sol) sesi üzerine aktarılmış Bûselik ve Hicâz çeşnileri ile rast (sol) sesi üzerine aktarılmış Nikrîz, Bûselik ve Rast çeşnileridir.
2. Güney Anadolu Bölgesi'nde kullanılan bir uzun hava çeşidi ve bu havaya eşlik eden makamın adı.

Arabân- Buselik

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Araban makamı çeşidi. Yegâh sesi (re) üzerine aktarılmış bir Hicaz dörtlüsüne, rast sesi (sol) üzerine aktarılmış bir Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir.

Arabân-ı Cedid

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Araban makamı çeşidi.

Arabân-Kürdî

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Araban makamı çeşidi. İsmail Dede Efendi tarafından oluşturulduğu sanılan bu makam, Bayâtî Arabân makamının temel dizisinin (Bkz. Bayâtî Arabân) Kürdî dörtlüsü ile karar veren çeşididir. "Şevk-i Cedîd" ve "Zevk-u Tarab" isimleriyle de kullanılmış olan makamın karar sesi dügâh (la), güçlü sesi nevâ (re)'dır.

Arabân-Nigâr

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Arabesk

1. Avrupa'ya Endülüs yoluyla geçmiş, kendini önce mimaride ve daha sonra müzik ile sahne sanatlarında göstermiş olan "Arap Üslubu" anlamındaki kavram.
2. Türkiye'nin modernleşme sürecinde toplumsal değişim ve bunun getirdiği yeni anlam dünyasının müzikteki bir yansıması olarak 1930 ile 1950 yılları arasında, halk müziğinin kendine özgü yapısının farklı kültürlerin müzik unsurlarıyla bezenmesi sonucunda meydana getirilmiş olan bir tür. 1950 ile 1980 yılları arasındaki ekonomik çalkantılar, toplumsal kimlik çatışmaları, siyasi olaylar, köylü kentli kültürünün ayrışması ve sınıfsal farklılıkların ayrılığa dönüşmesi bu türün gelişimi için sektörel bağlamda uygun zemini hazırlamıştır. İlk kez Orhan Gencebay'ın kendine özgü müziği için medya tarafından kullanılan bu terim, sonraları Türkiye'deki geleneksel müzikal türlere uymayan tüm müzikler için kullanılmaya başlanmıştır. 1980'li yıllardan günümüze kadar popüler kültürün bir yansıması olarak halen varlığını sürdüren bu tür sektörün yönlendirmesiyle popüler müziklerdeki öğeleri de bünyesine alarak sürekliliğini sağlamaya devam etmiştir

Ara deyi

Bir bestenin bölümleri arasında seslendirilmek üzere yazılmış tek ya da daha fazla bölümlü müzik. İnterlüd, Enterlüd.

Aralık

İnterval, fasıla, buut, entervâl. İki nota arasındaki ölçülebilir ses açıklığı. Aralıklar, ikili, üçlü, dörtlü, beşli, altılı, yedili, sekizli olarak ifade edilir. Bkz. Büyük Aralık, Küçük Aralık.

Ârâm-ı Cân

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış, III. Selim ekolüne ait bestecilerin kullandığı makam.

Ârâm-ı Dil

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış bir makam.

Aranağme

Türü ne olursa olsun bir eserin güfte veya bölüm aralarında çalınan çalgı partisine verilen isim. Halk ezgilerinde aranağme olarak çalınan kısım, bağlantı bölümünün melodisini aynen tekrar eden ezgi kümesidir. Aranağme daha çok şehir muhiti müzisyenlerinin kullandığı bir terimdir.

Arap

Zilli maşa ve tef gibi vurmalı çalgıların Tokat, Çankırı, Konya gibi illerde kullanılan ismi.

Arazbâr

Klâsik Türk müziğinde kullanılan birleşik makam. Nevâ sesi (re) üzerine aktarılmış Bayâtî makamı dizisine, çargâh sesi(do) üzerine aktarılmış bir Rast beşlisi ve dügâh (la) sesi üzerinde Bayâtî makamı dizisinin eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi dügâh (la), güçlü sesleri gerdâniye (sol) ve nevâ (re)'dır. Asma kararları, gerdâniye (sol) sesi üzerine aktarılmış Bûselik ve Hicâz, acem (fa) sesi üzerine aktarılmış Nikrîz, nevâ (re) sesi üzerine aktarılmış Uşşâk ve Hicâz, çargâh (do) sesi üzerine aktarılmış Nikrîz ve Rast ile segâh (koma bemolü almış (si) sesi üzerine aktarılmış Segâh ve Eksik Ferahnâk çeşnileridir.

Arazbâr-Buselik

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Arazbâr makamı çeşidi. III.Selim tarafından, Arazbâr makamının temel dizisinin sonuna dügâh (la) sesi üzerinde (yerinde) bir Bûselik beşlisi veya dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir.

Arazbârek

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Arazbâr makamı çeşidi.

Arazbâr-Zemzeme

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Arazbâr makamı çeşidi. Arazbâr makamının temel dizisine, bir Kürdî dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir.

Ardeş

Öndeş'ten sonra gelen ezgi kümesi.

Ardıl

1. Çağının öncüsü olarak kabul edilmiş bir bestecinin takipçisi olan bir diğer besteci. Bir ekol ya da akımın ilk temsilcilerini takip eden sanatçılar.
2. Teknik bir terim olarak: ard arda geliş, dizin anlamında kullanılır.

Arfana

Anadolu'nun pek çok yerinde yapılan müzikli toplantı, eğlence. Kelimenin Arapça ve Farsça iki kelimenin birleşiminden meydana getirildiği sanılmaktadır. Ancak bu haliyle kullanmak yerine; Arfene, Erfâne, Erfene, Afrana, Elfana, Ferfene gibi söyleniş biçimlerine de rastlanmaktadır.

Argun (=Argul)

İki ince su kamışının birbirine eklenmesi ve baş kısımlarına ağızlık takılarak yapılan üflemeli halk çalgısı. Bu isim Hatay dolaylarında yaygındır. Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bu yapıda farklı isimlerle anılan çalgılar bulunmaktadır.

Arguvan Ağzı

Malatya'nın Arguvan yöresinde icrâ edilen uzun havaların müzik tavrı.

Arıza (=Değişim)

Müzikte notalardan önce kullanılan, belirli bir koma değeri taşıyan ve önüne kondukları notanın değerini (incelik kalınlık bakımından) değiştirmeye yarayan işaretler ; diyez, bemol, bekar (naturel) v.b..

Armoni

Düzenler bilimi ve sanatı. Müzikte, seslerin uyumu, ahengi; seslerin makam, ton çerçevesine uygun ve uyumlu şekilde birbirine bağlanışı.

Armoni akrabalığı

Düzenler arasındaki türeyiş yakınlığı.

Armonika

Körüklü/havalı halk çalgısı. Daha çok Kafkas göçmenleri tarafından benimsenmiştir. Biçim olarak çok çeşitli türleri vardır. Üflemeli bir çalgı olan ağız armonikasından farklı olan bu çalgı, daha çok akordeonu andırır.

Armonik değiştirim

Bir düzenin notalarından bir tanesini çıkıcı değiştirimle yükseltmek, veya inici değiştirimle kromatik yarımton indirerek o düzeni başkalaştırmak.

Armonik durgu (=Karar)

Armonik kadans. Ton durgusu. Durgu, bir müzik cümlesinin bitim noktasıdır. Durgunun çeşitleri vardır: 1. Tam durgu, 2. Eksik durgu, 3. Kırık durgu, 4. Kaçınılan durgu, 5. Altçeken durgusu.

Armonikler

Doğuşkanlar, esvât-ı ahengiye, armonik sesler, doğuşuk sesler. Kendilerini türeten esas ses ile aralarında armoni bulunması sebebiyle "armonik" ismini alan sesler.

Armonik müzik

Armoni oluşturacak biçimde birkaç partili olarak icrâ edilen müzik.

Armoni yürüyüşü

Çıkıcı veya inici sıra düzenlerin vücuda getirdiği müzik cümlesi ve bu cümlenin devamlılığı.

Arpej (=Arplama)

Bir akorun seslerini arp çalar -kırarak- gibi birbiri ardı sıra hızla seslendirme. Akorun başına tırtıllı bir çizgi konarak belirtilir. Seslendirilen perdeler genellikle bir dizinin 1., 3., 5., 8. dereceleridir.

Artık aralık

"Büyük" ve "Tam" aralıkların birer kromatik yarımton daha büyüğü olan aralıklar.

Artırım (=Büyültüm)

Notanın ya da susun değerinin artırılması.

Asil

Asil, kibar bir ifade ile icrâyı öngören nüans terimi. Nobile (it.).

Askılanış

Asık, asımlı. Bkz. Gecikme.

Asma durgu

Ezgide geçici karar hissi veren perde, ses. Bkz. Kadans, Durgu.

Aşağı

İnişli, alt. Notaları inceden kalına doğru melodik olarak inen aralık; aşağı aralık ya da inici aralık.

Aşama

Mertebe, dereceleniş.

Âşık

Kendisinin veya başkalarının şiirlerini/deyişlerini bazen yalnızca söz ile ama çoğu zaman çalgı eşliği ile ezgilendirerek söyleyen halk sanatçılarına verilen genel isim. Sadece Anadolu'da değil Türk dünyasının pek çok yerinde bu ve başka adlarla anılan fakat aynı işlevi sürdüren sanatçılar bulunmaktadır. Halk şairi, ozan.

Âşık Ağzı

Âşıkların söyleme biçimi ve bu biçime dayalı kalıplaşmış ezgi bütününe verilen isim.

Aşîran

Klâsik Türk müziğinde hüseynî-aşîran sesi (mi) ve makamının kısaltılmış adı.

Aşîrân-Bûselik

Aşîran-Mâye

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Aşîran makamı çeşidi. Mâye makamının temel dizisine, hüseynî-aşîran sesi (mi) üzerine aktarılmış bir Uşşâk dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Karar sesi hüseynî aşîrân (mi), güçlü sesleri segâh (koma bemolü almış si), dügâh (la) ve nevâ (re)'dır.

Aşîran-Vefâdâr

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Aşîran makamı çeşidi.

Aşîran-Zemzeme

Klâsik Türk müziğinde kullanılan Aşîran makamı çeşidi. Sadullah Ağa tarafından Bûselik-Aşîrân makamının dizisine, hüseynî aşîran sesi (mi) üzerine aktarılmış bir Kürdî dörtlüsünün eklenmesiyle meydana getirilmiştir. İnici bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi hüseynî aşîrân (mi), güçlü sesleri hüseynî (mi) ve dügâh (la)'tır.

Aşk-Efzâ

Klâsik Türk müziğinde kullanılan makam. Bazı teorisyenlere göre aktarılmış (şed) bir makam olarak tanımlanmıştır. Suphi Ezgi tarafından, Kürdî makamının temel dizisinin, hüseynî aşîran sesi (mi) üzerine aktarılmasıyla meydana getirilmiştir. Donanımında hiçbir işaret kullanılmayan bu makam, inici-çıkıcı bir seyir özelliğine sahiptir. Karar sesi hüseynî-aşîran (mi), güçlü sesi dügâh (la)'tır.

Aşula

Türkü, ezgi, makam, hava. Tokat'tan başlayarak Güneyde Mersin ve Adana'ya kadar uzayan bölgede yaygın olan bir terimdir. Aşule ve Asula da denir.

Ateşli

Hararetle, şiddetle, ateşli çalınmayı ifade eden nüans terimi. Feurig (alm.), fuoco (it.).

Atışma

Âşıkların belli kurallar çerçevesinde birbirleri ile karşılıklı söyleşmeleri. Atışma çoğunlukla çalgı eşliği ile ve bir ezgi ekseninde sürdürülür. Pek çok yörede biliniyorsa da Kuzey Doğu Anadolu âşıkları arasında daha fazla rağbet görür.

Atma Türkü

Trabzon ve çevresinde yaygın olan karşılıklı türkü, mâni söyleme biçimi.

Atonal/Atonalite

Bir müzik eserinin ton kavramının belirlediği kurallar çerçevesinin dışında yazılması ve bu prensip doğrultusunda ortaya çıkan yapı.

At Üstü

Kuzey Doğu Anadolu âşıkları tarafından söylenen bir ezgi türü. Daha çok yüksek/tiz perdelerden söylenir ve şiir çoğu kez 11'li koşma ve yedekli koşmalardan oluşur.

Avaz

Ses, sadâ, ezgi, makam.

Âvâz (Âvâze)

Klâsik Türk müziğinde makamların sınıflandırılması için kullanılmış bir terim.

Avaz etme

Bir ezginin seslendirilmesi, icrâ edilmesi.

Âvâz-ı Zenbûr

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.

Avurtlak (=Avurtluk)

Zurnanın ağıza dayanan yuvarlak bir parçası.

Ayak

1. Halk şiirinde kafiyeye verilen isim. Uyak da denir.
2. Halk müziğinde kullanılan kalıp ezgi.
3. Âşık edebiyatı ve müziğinde tema, konu.
4. Bazı formlarda her bir ezgi kesiti veya kümesi için kullanılan terim.
5. Bazı formlarda her bir ezgi kesiti veya kümesi için kullanılan terim.

Ayak Açma

Âşıkların atışmaları sırasında şiirin konusu ve bu konuya bağlı kullanılan kafiye ile söze başlanması.

Ayaklı Mâni

İlk dizesi eksik olan cinaslı mâni. Bu terim daha çok İstanbul ve çevresinde yaygındır. En az dört dizeli olan bu mâni çeşidinde dize sayısı 10'a kadar çıkabilir. Konu olarak doğumdan ölüme kadar pek çok temayı işlemektedir.

Ayak Tutmak

Söylenecek bir ezgiye çalgı ile açış yapmak, veya eşlik etmek.

Ayak Vermek

Âşıklar arasında atışma veya karşılıklı söyleşme yapılacağı zaman, bir âşığın diğerlerinden önce bir ezgi ile atışmaya başlaması; bu atışma sırasında kullanılacak ezgiyi diğer âşıklara önermesi.

Aydın

Türk müziğinde dokuz süreli usûl. Bkz. Aksak.

Aydos(t)

Orta Anadolu'da yaygın bir bozlak türü. Bu tür bozlaklar Abdal aşiretlerinin profesyonel icrâcıları arasında pek sık rastlanır. Güftelerin giriş kısmında "Aydost" ünlemi ile başlar ki "Ayıt dost" yani "Söyle dost" demektir.

Ayırtı

Nüans, ince fark. Müzikal ifadeye anlam kazandırmak için kullanılan nüans işaretlerinin tümünü ifade eder.

Âyîn

Klâsik Türk ve İslâm müziğinin etki alanında görülen bir dinî müzik formu. Bu terim Türkçe ve Arapçada İslâm dışındaki dinlerin dinî/mistik toplantıları sırasındaki ibadet içerikli törenlerine de karşılık gelmektedir.

Âyîn-Hân

Klâsik Türk müziğinde Âyîn seslendirenlere verilen isim.

Âyîn-i cem (=Cem, Cem Ayîni)

Alevi-Bektaşî topluluklarının dinsel inançları doğrultusunda çeşitli biçim ve uzunluklarda, müzik, dans ve lokma (yemek) eşliğinde yaptıkları ibadet toplantısı. Âyîni-i cemler yapılış amaçlarına göre farklı müzik repertuarlarını bünyelerinde barındırırlar. Nevruz bayramı için yapılan cemde nevruziyye, Kerbela anısına yapılan cemde mersiye gibi müzikal ve edebi türler yer alır.

Âyîn-i Şerîf

Klâsik Türk müziğinde en büyük dinî form. Mevlevî tarîkatının âyînlerinde "mukaabele" adı verilen semâ töreninde icrâ edilen müzik eseri.

Aynı tempo

Bir müzik eserinin akışında vuruşlarda değişiklik olmasına rağmen ölçü birimini/temponun değişmeden devam etmesi. Istesso tempo (it.).

Azerî ağzı

Azerîlerin müzikal tavrını ve ezgi söyleme biçimlerini belirlemek için kullanılan terim.

Azimli

Azimli ve kesin bir ifadeyle. Deciso (it).

Azrâ

Klâsik Türk müziğinde kullanılmış birleşik makam. Günümüze örneği ulaşmamıştır.