MAKALELER

TÜRK TEMASI&PRİME;NDAN ETKİLENEN BATI MÜZİĞİ BESTECİLERİNDEN BEŞ ÖRNEK

(yazan Sungu Okan)

W.A.Mozart (1756-1791), "Saraydan Kız Kaçırma" üç perdelik opera, K384 ve Piyano sonatı no. 11, K331 Bölüm 3 (Alla Turca)
Ludwig van Beethoven (1770-1827), op. 113, "Atina Harabeleri"nden "Türk Marşı"
Modest Mussorgsky (1839-1881), "Capture of Kars" (Kars′ın İşgali) -Solemn March
Johannes Brahms (1833-1897), op.64, Koro ve Piyano için Dörtlüsü′nden "Fragen" (Sorular) başlıklı bölüm
"Türk" temasının, doğu kültürünün cazibesinin bir parçası olarak, görsel ve edebi alanda olduğu gibi müzik alanında da sanatçılara ilham kaynağı olduğu bilinmektedir.

Bunun belki de ilk örneği, klasik müziğin dehası Wolfgang Amadeus Mozart′ın iki dikkat çekici eseridir. Bestecinin en sevilen operalarından biri olan "Saraydan Kız Kaçırma", bu konuda örnek verilebilecek en önemli eserdir, zira gerek konusu, gerek dekorları gerekse müzikal temaları bakımından doğu etkisindedir. Elbette Mozart′ın müzikal dilinin tüm özelliklerini de barındıran "Saraydan Kız Kaçırma", klasik batı müziğinin bu dev bestecisinin de Osmanlı kültüründen etkilenişinin kanıtı olması bakımından önem taşır.

Üç perdelik bu eser, 16.yy ortalarında Selim Paşa′nın sarayında geçer. Müzik araştırmacıları, Mozart′ın bu operasının bestelendiği dönemde (1781), "Türk Akımı"nın Avrupa′nın genelinde ve özellikle Viyana′da moda olduğundan bahsederler. Bunun temelinde de tarihi olayların yattığı bir gerçektir. Bestecinin, Türk temalı bir diğer eseri ise, çok tanınan ve sevilen la majör 11 numaralı K331-300i eser sayılı piyano sonatının "alla Turca" başlıklı üçüncü bölümüdür. 2/4′lük vuruşta ve çabukça tempoyla yorumlanan bu bölüm, yeniçeri müziğini Mozart′ın kulağından bizlere duyurur. Mozart′ın da dönemin diğer Viyanalı bestecileri gibi, kenti iki kez kuşatan Türkler′in özellikle mehter müziğinden etkilendikleri böylelikle kanıtlanmış olur.

Mozart′ın ardından, 1770-1827 yılları arasında yaşamış olan Ludwig van Beethoven da 1811 yılında yazdığı op.113 eser sayılı "Atina Harabeleri" adlı eseri içerisinde yer alan bir "Türk Marşı" yazmıştır. "Atina Harabeleri", 9 Şubat 1812′de Budapeşte′de perde açmış olan Yeni Alman Tiyatrosu′nda temsil edilen iki oyundan birisi için yazılmıştır. Alman yazar August Friedrich F.von Kotzebue′nin oyunu üzerine yazılan "Atina Harabeleri" içinde yer alan "Türk Marşı"nda besteci, 1809′da yazdığı op.76 Re Majör Piyano için Varyasyonları′ndan ilham almıştır. Eserin konusuna göre Minerva dördüncü bölümde, 2000 yıllık uykusundan uyanır ve Atina′nın yıkıldığını ve orada Türklerin hüküm sürdüğünü görür. Bu eserin ardından Beethoven′ın 1822 yılında dört el piyano için yayımladığı "Marcia Alla Turca"sı da neredeyse Mozart′ınki kadar popüler olmuş bir müziktir.

Türk temalı eserler veren besteciler arasında, Türk müziğinden Mozart′ınki kadar net ezgisel özellikler taşımasa da, 19.yy.a baktığımızda Johannes Brahms ve Mudest Mussorgsky′nin iki eseri dikkatimizi çeker. 1839-1881 yılları arasında yaşamış olan Modest Mussorgsky, "Kars′ın İşgali" adlı Marş türündeki eserinde, özellikle üflemeli çalgılar tarafından duyurulan ve Türk müziğini andıran küçük bir motif vardır. Bu marş, bestecinin nadir çalınan eserlerinden biridir.

Sözlerinin Türklerden esinlenilerek yazıldığını bildiğimiz bir diğer 19.yy bestecisi olan Johannes Brahms′ın eseri ise op.64, Koro ve Piyano için Dörtlüsü′nden "Fragen" (Sorular) başlıklı bölümdür. George Friedrich Daumer′in metni üzerine yazılmış olan bu koral eserde de ezgisel bakımdan Türk müziği ile etkileşim yoktur ancak bestecinin konuya olan ilgisini gösterir.

Hakkında kısaca bilgi vermeye çalıştığımız bu beş eserin yanına eklenebilecek örnekler de çıkacaktır. Ancak Mozart, Beethoven, Brahms ve Mussorgsky gibi tanınan ve sevilen bestecilerin Türk temalı eserler vermiş olmaları, Avrupa kültürünün, belli başlı dönemlerde yoğun olmak üzere doğu ve dolayısı ile Türk kültüründen etkilendiğinin göstergesi sayılabilir. Bu etkileşimin temelinde yatan sebepler arasında doğunun, Eski Kıta′ya her zaman cazip bir ilham kaynağı oluşunu görebiliriz. Zira sadece Türkiye değil, İran, Mısır, Hindistan, Japonya, Çin gibi uygarlıkların da batılı sanatçılara ilham verdiği bilinmektedir. Ancak özellikle yükseliş döneminde Avrupa fetihlerine çıkan Osmanlı İmparatorluğu, Avrupalı sanatçıları gizemi, renkleri, müziği ile, kısacası kültürü ile etkilemiş, sebebi savaş korkusu ya da merak olsun, sonucunda yukarıda sözünü ettiğimiz gibi eserlerin üretilmesine vesile olmuştur.